Ece Erken’in Oğlu Eymen

ECE ERKEN: Eymenden sonra çok farklı bir Ece var.

Bir kere yaşının kadını bir Ece var. Önceden bana dizi oyunculuğu teklif edilirken bile, “Seni bir anne yerine mi, çocuk yerine mi koyacağız?” derlerdi. Ergenlik bende biraz uzun süre devam etmişti. Eymenden sonra sadece kendimin değil, başkasının sorumluluğunu aldığım andan itibaren daha farklı bir Ece oldum tabii ki. Annelik çok farklı! Anne olup da değişmemiş insan bence çok azdır. Bir kere öncelikle hayata bakış açım değişti. Özgürlüklerim kısıtlandı belki, ama bu kısıtlanmadan hiç rahatsız olmadım, keyif aldım.

Ece Erken’in Oğlu Eymen Resimleri




Gelecek kaygım, kendimden daha çok onun için olmaya başladı. Hareketlerime, yaşantıma ve arkadaşlıklarıma bile dikkat etmeye başladım. 36 yaşında anne oldum. Evet, belki yaşadığım pek çok şeyin yaşanması gerekiyordu, ama Eymen 20’li yaşlarımda olsaydı, özel hayatımda yaptığım hataları yapmazdım diye düşünüyorum. İlişki anlamında tercihlerime bile yansıdı. Bu yüzden de hayatımda 1.5 yıldır kimse yok. Önceliğim Eymen olduğu için de kriterlerim değişti. Yaşım genç ve hayatımda biri olsun istiyorum. Hayatıma sokacağım kişi, Eymen’i benden daha çok sevmeli. Mutlu bir evliliğim ve hatta bir çocuğum daha olsun istiyorum.

3K: Peki, onun kız mı olmasını isterdiniz?

E.E.: Kız isterim elbette, ama öncelikle sağlıklı olsun.

E tabii önceleri kızım olsun; onu süslü püslü giydiririm ve saçlarını örerim diye düşünürdüm. Ama şimdi Eymen’in bu güzelliği, bu şekerliği, bana anne deyişi ve sarılışı ömre bedel. Bundan dolayı da kız veya erkek fark etmiyor.

3K: Hamileliğiniz sürpriz olmuş, neler hissetiniz?

Anne olmaya hazır mıydınız?

E.E.: Yaşım 36 olduğu için çoktan hazırdım. İlk evliliğimde çocuk sahibi olmayı çok istedim, tedavi olduk, ama olmadı, Allah vermedi. Demek ki zamanı varmış. Bu da hiç düşünmediğim bir zamanda oldu. Ben çocuk sahibi olmayı hep çok istedim. Her şeye rağmen iyi ki Eymen oldu. Ama meğer baba faktörü çok önemliymiş. Allah hepimizi iyi insanlarla karşılaştırsın. Eymen şu an çok güzel bir ailede büyüyor. Çok mutlu bir çocuk… Şu an babasının yokluğunu hissetmiyor. İnşallah benim de hayatımda biri olur. Çünkü Eymen’in düzgün bir rol modeli olmasını çok istiyorum.

3K: Sıkıntılı mı, keyifli mi geçti hamilelik döneminiz? E.E.: Sıkıntılı geçti. Tabii hamileyken o kadar güzel bir şey taşıyorsunuz ki… Allah bana böyle bir şans ve hediye verdi. Tabii ki bunun değerini bilerek hamileliğimi geçirdim. Ama mutsuz giden evliliğimden dolayı sıkıntılı bir hamilelikti. Yoksa fiziksel anlamda hiçbir sıkıntım olmadı. Eymen bana hiçbir sıkıntı yaşatmadı, ben de ona yansıtmamaya çalıştım. Annelik o noktada başlıyor aslında. Anneler hep güçlü olmak zorunda. Belki güzel veya bakımlı olmak zorunda da değiliz, ama evladı için anne güçlü olacak. Ben hamilelikten itibaren Eymen için yaşamaya başlamıştım, o yüzden yaşadıklarımı bir kenara atıp Eymen’e odaklandım. Aslında pek çok evlilikte, pek çok kadında bu dönemde sıkıntılar olabiliyor. Çünkü her erkek, biz kadınların taşıdığı o anki değerli yükü anlayamıyor.

3K: Hamile olmasaydınız belki de zaten devam etmezdiniz değil mi?

E.E.: Elbette 3-4. aydan sonra boşanırdım. Hamileliğimde sıkıntılar yaşadığımı da o dönem sakladım. Yaşananları inkar ettim. Çünkü çocuk doğuracaksınız ve Polyanna’yı oynamak zorundasınız. Bir gazeteci, “Ece her zaman dışarı mutlu gözükür, yaşananları saklar” demişti. Evet saklıyorum. Evliliğim çatırdıyordu. Hem niye bazı insanları mutlu edeyim. Sonunda mutlu olmuş olabilirler, ama ben şu an daha mutluyum.

3K: Maşallah Eymen çok mutlu görünüyor, siz de öyle… Hep pozitif bir Ece görüyoruz. Bu pozitifliğinizin altında ne yatıyor?

E.E.: Genelde çocukluğumdan beri çok pozitif bir insanım, mutsuzluklardan mutluluk çıkaran Polyanna gibiyim. Bir de çok zor bir çocukluğum olmadı. Annem ve babam geçimsizlik sorunu yaşamış olabilirler, ama ikisi de beni ayrı ayrı çok mutlu etti. Çok mutlu bir çocukluk geçirdim. Allah hep yardım etti bana ve şansım da yaver gitti.

3K: Hamilelikte kaç kilo aldınız? Beslenmenizde nelere dikkat ettiniz?

E.E.: 35’i buldu. Kendimi hiç kısıtlamadım. Sağlıklı beslenmeme dikkat ediyordum, ama mesela gece oturup çikolata da yiyordum. Kışın Antalya’dan 2 haftada bir erik getirtiyordum. Bolca somon balığı yiyordum. Eymen de şimdi hem eriği hem de somon balığını çok seviyor.

“YAŞIM GENÇ VE HAYATIMDA BİRİ OLSUN İSTİYORUM. ÖNCELİĞİM EYMEN OLDUĞU İÇİN DE KRİTERLERİM DEĞİŞTİ. HAYATIMA SOKACAĞIM KİŞİ, EYMEN’İ BENDEN DAHA ÇOK SEVMELİ.”

3K: Hamilelikte pilates yaptığınız için çok tepki almışsınız. Hiç mi riskli yanları yok?

E.E.: Riskli değil. Dünyada da yapıyorlar zaten, doğum için de yararlı. Vücut esneklik kazanıyor, doğumdaki ağrılara da iyi geliyor. Pilatesin bu anlamda yararı ispatlanmış bir şey. Normal doğum yapamadım, ama sezaryenden sonra çabuk toparlandım, birkaç saat sonra ayaktaydım. Sütüm de geldi.

3K: Kendiliğinden mi başladı doğumunuz?

E.E.: Evet, tahmini doğum tarihinden 10 gün evvel suyum geldi. Hastaneye gittik, sezaryene aldılar. Ben normal doğumu çok istemiştim, ama benim doktorum çok enteresan bir laf etmişti. “Düşünsene, limondan karpuz çıkacak” demişti. Halbuki adı üstünde, normal doğum yapmalıyız.

3K: Çok talihsiz bir yönlendirme olmuş sizin için, oysa binlerce yıldır kadınlar doğum yapıyor. Peki, yoga yaptınız mı ve doğuma hazırlık kursuna gittiniz mi?

E.E.: O da çok yararlı bir egzersiz, 3 ders yaptım, ama devam edemedim. Ben daha hareketli şeyler seviyorum. Normal doğum için nefes dersi de almıştım. Ama kursa gitmedim.

“ANNELİK EMZİRMEK DEMEK”

3K: Peki, Eymen’i hemen kucağınıza alabildiniz mi, neler hissettiniz?

E.E.: Epidural olduğu için uyanıktım. Eymen’i ayaklarından tutup ağlattılar. Ben tabii hüngür hüngür ağladım. Yanıma getirdiklerinde şöyle bir kokladım, arkasından temizlemeye götürdüler. Sonra odama getirdiler. Çok güzeldi, o anı tekrar tekrar zihnimde yaşıyorum. Anneler belki de o yüzden ikinciyi istiyor. Hele emzirme dönemi. Bence annelik emzirmek demek… Sütü geldiği halde emzirmek istemeyen anneleri anlamıyorum. Bu kişilerde annelik vasfı olmadığını düşünüyorum. Benim doğum sonrası dönemim de sıkıntılı geçti, o yüzden ahım çok vardır. Mesela sütüm o kadar çok geliyordu ki, stoklu gidiyordum. Bir kadının emzirme döneminde yaşamaması gereken çok şey yaşadım. Kadınlık gururum incindi. Pişmanlıklar yaşadım. Çok şükür Allah dayanma gücü verdi. Aslında sütüm 2 yıl da gelirdi, ama üzüntülerden dolayı 10 ay geldi maalesef. Emzirmek aslında sıkıntılı, kolay değil, 2 saatte bir emziriyorsunuz, özgürlüğünüz kısıtlanıyor. Ama her şeye değiyor.

3K: Ekim ayının ilk haftası emzirme haftası. Mesajınız var mı yeni annelere?

E.E.: Eğer sütünüz geliyorsa emzirin. Emzirmek, bir annenin ve çocuğun hem sağlığı hem psikolojisi için gerçekten çok önemli. Bebek ve anneyi yakınlaştırıyor.

Anne olduğunuzu emzirirken daha fazla hissediyorsunuz. Annenin en büyük derdi doğurduktan sonra sütünün ne kadar gelip gelmeyeceğidir. Ben bol salata yedim ve bol su içtim. Börülce de çok yedim. Bunları tavsiye edebilirim. Sadece çocuk için değil, kendiniz için de emzirin, çünkü emzirmek vücudun kalori yakmasına yardım ediyor ve kilo vermeyi sağlıyor.

3K: Oğlunuzun ismini kim koydu? Neden Eymen?

E.E.: Ece’de 2 “e” var, Eymende de var. Ayrıca hayranlarımdan gelen bir öneriydi. “Tamam” dedim, bu olmalı. Kutlu, uğurlu, bereketli anlamına geliyor. Beşiktaş taraftarı olduğum için, Kartal ismini de istiyordum. Ama tek bir isimde karar kıldım.

“BELKİ GÜZEL VEYA BAKIMLI OLMAK ZORUNDA DEĞİLİZ, AMA EVLADI İÇİN ANNE GÜÇLÜ OLACAK. BEN HAMİLELİKTEN İTİBAREN EYMEN İÇİN YAŞAMAYA BAŞLADIM.”

3K: Eski kilonuza ne kadar sürede döndünüz?

E.E.: Doğumdan 4 ay sonra eski kilomdaydım. Bu kadar hızlı kilo vermemde en başta emzirmemin ve bir de Allah kimseye yaşatmasın, ama stresin etkisi oldu.

3K: 12 yaşında radyoda çalışmışsınız. Erken değil mi sizce? Eymen’in o yaşta iş dünyasına atılmasını ister misiniz?

E.E.: Ergenlik günümüzde biraz daha erken yaşanıyor. Bu nedenle o yaşlar korkutuyor beni. Eymen’in bu kadar genç yaşta çalışmasını istemem, ama 16-17 yaşında hayata bir şekilde atılmalı. Erkek çocuk olduğu için, öyle çok anneci de yetiştirmiyorum zaten. Dedesine de çok düşkün. Benim babam emekli albay. Ben çocukken Kıbrıs’ta görev yapıyordu. Onun desteğiyle Bayrak Radyo Televizyon’da staja başladım. Sonra Türkiye’de özel radyolar kuruldu. Benim esas işim, yani uzmanlık alanım radyo DJ’liğidir. 15-20 radyoda çalıştıktan sonra televizyona transfer oldum. Kral TV’de başladım, hafta sonu programı sundum. Sonra da haftada 7 güne geçtim. Number One’dan teklif geldi. Böyle devam etti. Bu kadar erken yaşta işe başlamamın avantajı; 18 yaşında annemle-babamın ayrılmasının ardından annemin bütün sorumluluğunu üstüme almam oldu. Ama maalesef üniversite sınavına giremedim, çünkü o gün çekimim vardı. O dönem Beşiktaş Atatürk Anadolu Lisesi’ndeydim, dershaneye de gidiyordum. Programı canlı sunuyordum ve “Sınava gidiyorum ben” diyecek kadar bir kapris hakkım yoktu. İşimi kaybetme korkum da vardı. Ama elbette kimseye önermiyorum. Kendimi bir şekilde geliştirmeye çalıştım. Yabancı dil dersleri aldım, vesaire, ama içimde kalan bir ukdedir. Gece bazen kabuslarıma giriyor.

3K: Oğlunuza bağımlı mısınız?

E.E.: Eymen henüz 1.5 yaşında, bu yüzden evet bağımlıyım. Geçenlerde arkadaşlarımla yurt dışına gittim, kendimi nasıl kötü hissettim anlatamam. “Ben ne kötü bir anneyim” deyip durdum. Evden her çıktığımda içim acıyor, ama yine de kaçmıyorum. Eymene her defasında “bay bay” diyerek dürüst oluyorum. Annesinin ara sıra gitmesine alışsın istiyorum.

3K: Hamile kalmadan önce kafanızda nasıl bir annelik modeli vardı? Şu ankiyle o model örtüşüyor mu?

E.E.: Böyle bir anne olacağımı beklemiyordum. Ben daha rahat bir anne olurum diyordum. Çok “anne anne” oldum.

O içgüdü bende çok hakimmiş meğer.

3K: Nasıl bir annesiniz? Kuralcı mı, toleranslı mı?

E.E.: Toleranslıyım, ama kurallarım da var. Eymen’in özgür olmasını istiyorum, ama bu her anlamda özgür olacağı anlamına gelmiyor. Örneğin; markete gittik ve çikolata istedi, o gün çikolata yememesi gerekiyorsa yemeyecek. Sabırlı da olmak zorundayım. Önceden değildim, Ama Allah sabır veriyormuş, anladım.

3K: Evliliklerinizin kısa sürmesi epeyce konuşuldu. Evliliğinizde ne yoktu: Sevgi mi, saygı mı, fedakarlık mı, uyum mu?

E.E.: Birinci evliliğim 10 yıl flörtten sonra gerçekleşti. Tükettiğimiz için bitti. Hala değer verdiğim biri, mutlu olmasını isterim. İkinci evliliğimse yanlışlıkla oldu ve bu söylediklerinizin hiçbiri yoktu.

“KARŞIMA BEN ERKEĞİM DİYECEK BİRİ ÇIKMADI”

3K: Zor biri misiniz?

E.E.: 12 yaşından beri ayakları üzerinde durmaya başlayan bir kadın, her erkek için zordur. Böyle bir kadın zaten erkek gibi olmuştur. Ben kendi kararlarımı ekonomik gücüm sayesinde verebiliyorum. Çoğu kadında bu yok. Birçok kadın erkeğin hayatını yaşarken ben kendi hayatımı yaşadım. Bundan dolayı zorum, ama belki de karşıma ben erkeğim diyecek ve adamlığını hissettirecek biri çıkmadı.

3K: Şu an TRTl’de sabahları “İyi Fikir” isimli bir program sunuyorsunuz. Nasıl gidiyor?

E.E.: Programın 5. yılı ve ben 2. yılını sunuyorum. Güzel bir program, ben de çok şey öğreniyorum. Artık Eymen’i de götürmeyi çok istiyorum bazı programlara. Zaten uzmanlar da anne-babaların çocuklarını işyerine götürmelerinin iyi olduğunu söylüyor.

3K: Toplumsal olaylar moralinizi bozuyor mu? Eymen için nasıl bir gelecek düşünüyorsunuz?

E.E.: Ülkemiz için iyi şeyler olursa, bu da çocuklarımıza yansır. Ben darbeyi yaşadığımda da, şehit haberi aldığımda da ilk evladımı düşünüyorum, çocuklara nasıl bir gelecek bırakıyoruz diye… Eymen’in güzel şartlarda yaşamasını diliyorum. Ona yatırım yapmak istiyorum. Tabii ki işini yapsın, ama her şeyi kendi yapmasın.

3K: Tek başına çocuk bakmanın zor yanları var mı?

E.E.: Hiçbir zor yanı yok. İnanılmaz keyifli. Huzursuz bir ortamda bir çocuğu büyütmek bence daha zor bir şey. O yüzden bence yalnız annelerden çok, huzursuz bir evde çocuk büyüten annelere Allah kolaylık versin. Biz böyle mutluyuz.

3K: Çocuk yetiştirmekle ilgili felsefeniz nedir? İnandığınız şeyler?

E.E.: Eymen’in olabildiğince özgür olmasını istiyorum. Önce huzuru ve mutluluğu yerinde olsun gerisi hiç önemli değil. “İlk 3 yaşta karakter oturuyor” diyor uzmanlar, o yüzden bu dönemi önemsiyorum. Örneğin; Eymen’den bir şey isterken ona kesinlikle bir ödül vermiyorum veya ikinci kaşığı yemek istemiyorsa yememesinden yanayım. Annemse yemesi için peşinden koşuyor. Onunla çok farklıyız. Ben çocuğumu kendi doğrularımla yetiştirmeye çalışıyorum. Hiçbir şeye zorlamak istemiyorum onu. Elbette anneannesinden çok sevgi görüyor. Eymen kimden sevgi görse çok mutlu oluyorum. Şu an Eymen’in belki çok kalabalık bir ailesi w yok, ama kalabalık bir seveni ve fun kulüpleri var. Bir tanesi 60 binde. Oğlumun sevilmesi çok hoşuma gidiyor. İnşallah da hep böyle büyüyecek.

Yorum Yaz