PARFÜM KOKU FORMUNDA BİR SANAT ESERİDİR
Bu sözlerin sahibi, işini fantastik rüyâyı gerçeğe dönüştürmek olarak anlatan ve bu konudaki tutkusunu asla yitirmeyen parfümör JeanClaude Ellena. Kendisiyle [ 0 heyecanlarını, ilhamım ve Hermes’e — tasarladığı son parfümü Jour d’Herffl§ ’ Gardenia’yı konuştuk.
Cartîer için Declaration, Bvlgari için Hau Parfumee au The Vert, Van Cleef&Arpels için First (150’den fazla içerikle yaratılmış) gibi klasiklere imza atan JeanClaude Ellena, bitmek bilmeyen özgünlük arayışı sayesinde zaman içinde parfümle* rinde minimalizm üzerine inşa ettiği bir yaklaşım geliştirdi. Onun kullandığı dilde pazarlardan, hedeflerden veya kavramlardan bahsedilmiyor: “Bir parfümün her şeyin ötesinde farklı bir özelliğe, hayal gücüne, cömertliğe, şehvete, şaşırtıcı bir yöne sahip olması gerektiğine inanıyorum. Hiçbir parfüm ürün veya obje olarak kabul edilmemelidir” diyor. 2004 yılından bu yana Hermes’in parfümlerini tasarlayan Ellena, bu tutkusunu modaevinde tüm özgürlüğüyle yaşıyor olmanın mutluluğunu, kurduğu her cümlede hissettiriyor.
3K MODA: Hikayenizi anlatır dünyasına davet eden neydi?
JEANCLAUDE 3K MODANA: Bir parfümcünün oğluyum ve okulda oldukça kötü bir öğrenciydim, bu sebeple babam bana 20’nci yüzyılın ortalarında büyük bir parfüm üreticisi olan ve Coty gibi markalan piyasaya sunan ancak şu an faaliyet göstermeyen Antoine Chris’in atölyesinde laboratuvar asistanı olarak iş buldu. Orada parfümün ham maddeleriyle yüz yüzeydim. 16 yaşındaydım ve temel parfümcülük bilgilerini kitaplardan değil, oradaki deneyimlerimden öğrendim ve kokuların dünyasını çok sevdim.
3K MODA: Peki bu kariyeri sizin için vazgeçilmez kılan neydi? J.C.E.: Parfüm dünyasma adım atmak bir dine mensup olmak gibidir; yaşam boyu devam eder. Yani farklı alanlara yönelebileceğiniz bir “mesleğin” aksine bu iş zanaat. Sizin parçanız haline gelen, içinize işleyen bir zanaat. 3K MODA: Jour d’Hermes Gardenia’nın kokusunu üç kelimeyle nasıl anlatırsınız?
J.C.E.: Haz dolu, ender ve eğlenceli.
KOKU KELİMEDİR, PARFÜMSE EDEBİYAT
3K MODA: Bu parfümü yaratmak için sizi ne harekete geçirdi?
J.C.E.: İnsanları şaşırtmayı, hep orada olan ancak fark edilmeyen notaları ortaya çıkarmayı seviyorum. Sürprizler ve merakla dolu bu saklambaç oyunundan büyük keyif alıyorum. Benim için, gardenya en paradoksal kokulardan biridir; yasemin, gül ve sümbülteberi anımsatan ancak hepsinden farklı olan. Bence feminenlikde biraz bunun gibi bir şey.
3K MODA: Kadınlar neden parfüm kullanmalı?
J.C.E.: Çekici olmak, kendini korumak ve var olmak, kendisi olmak için.
3K MODA: Doğadaki favori kokunuz hangisi?
J.C.E.: Tüm kokular! Onların hepsi benim için eserlerimi yaratırken kullandığım kelimeler gibi. Kokular benim için birer kelime, parfümse edebiyat.
3K MODA: Parfüm sektöründe de modada olduğu gibi trendler var mı?
J.C.E.: Trendleri hiç sevmem, modanın yapay dayatmaları olduğunu düşünürüm ve herkes modanın bir süre sonra demode olmak için var olduğunu bilir. Bazı parfümlerim yaklaşık 40 yaşında, modanın ve trendlerin ötesine geçtiler ve bunun için çok mutluyum.
3K MODA: Parfüm tercihleri bakımından ülkeler, kültürler arasında ciddi farklar var mı?
J.C.E.: Farklı dinlerin toplum yapıları da farklıdır, bu da parfüm seçimlerini etkiler. Örneğin Roman Katolik ülkeler zengin ve ender ham maddelere sahip Fransız parfümlerini tercih ederken kutsallık ve gizliliğe odaklanırlar. Protestan ülkelerse kendilerini tazelenmiş hissettiren, güven duygusu uyandıran parfümleri tercih eder.
3K MODA: Bir parfümün oluşum sürecini anlatırmısınız?
J.C.E.: Kendi dilim, kendi kelimelerim olmadan yaratamam. Kelimelerimi, yani kokularımı seçtikten sonra hikayemi, parfümü tasarlamaya odaklanırım. Bu sebeple bir “niyet” olmalı; hangi öyküyü, nasıl anlatmalıyım? Genellikle bu, hikayenin kendisinden daha önemlidir. Gül, nihayetinde güldür ancak en önemlisi, onun hikayesini nasıl anlattığınızdır. Sıradan veya olağanüstü olması tamamen size bağlı.
PARFÜMÜN CİNSİYETİ OLMAZ
3K MODA: Parfümlerin feminen veya maskülen olarak tanımlanması sizce ne kadar doğru? Son dönemde yükselişte olan unisex parfümler hakkında ne düşünüyorsunuz?
J.C.E.: Bence parfüm bir sanat ve tüm sanat dallan gibi onun da cinsiyeti yok. Finansal kaygılardan dolayı cinsiyet meselesini yarattıklarını düşünüyorum çünkü bir yerine iki parfüm satmak daha iyidir!
3K MODA: Sizce bir kişi parfümünü kendisiyle özdeşleştirip sürekli onu mu kullanmalı, yoksa yeni kokular denemeye açık mı olmalı?
J.C.E.: Yeni maceralara açık olmalı, denemekten vazgeçmeme.
3K MODA: Sayısız özel parfüm tasarladınız. Bunlardan birini seçecek olsaydınız, hangisi favoriniz olurdu?
J.C.E.: Parfümlerim bir bütünü temsil ediyor, dolayısıyla asla seçim yapmıyorum, onlara bir bütün olarak yaklaşıyorum.
3K MODA: Hiç satış kaygıları sebebiyle bir parfümün içeriğinde değişiklik yapmanız gerekti mi?
J.C.E.: Hayır! Kendime asla böyle bir şey yapmak için izin vermem. Bu, tamamlanmış bir sanat eserine ihanet anlamına gelir.
3K: Bir parfümün karakteri şişenin tasarımını nasıl etkiliyor? Bu süreçte tasarımcıya talimatlar verdiğiniz oluyor mu?
J.C.E.: Şişe tasarımı, son aşamadaki farklı bîr süreç ve birbirlerini tamamlıyorlar. Bedendeki bir elbise ve parmaktaki bir yüzük gibi.
3K MODA: Parfüm kullanıyor musunuz? Türkiye’de “terzi kendi söküğünü dikemez” şeklinde bir deyiş vardır. Örneğin ben güzellik editörü olduğumdan beri daha az makyaj yapmaya başladım! Sizin için de böyle bir durum söz konusu mu?
İ.C.E.: Ben parfüm kullanmıyorum. Ama bu sanırım sizin az makyaj yapmanızdan daha farklı bir sebebe dayanıyor. İşimde en iyi sonuçları alabilmek için üzerimde herhangi bir koku taşımıyor olmam gerek. Bu arada bunu belirtmek çok utanç verici ama size bir itirafta bulunacağım; kendi parfümümü başkasının üzerinde kokladığımda içten içe kıskançlık hissediyorum!
İLHAM ALIYOR?
Parfümcünün evi her yerdir ama aynı zamanda hiçbir yerdir” diyen JeanClaude Ellena. her yarattığı parfümde, farklı destinasyonlorda karşılaştığı doğanın içinden gelen kokulardan ilham alıyor. Hermes için yılında tasarladığı Un Jardin sur le Nil’de. Asvan’dakl Nil Nehrl’nin bahçe adaları, bu yeni koku yolculuğunun başlangıç noktası olmuş. yılında yarattığı Un Jardin apres la Mousson’daysa, Kerala’da doğanın suyla yeniden hayat bulması onu çok etkilemiş: ‘Yağmurlar durdu.
Siyah bulutlar yerini masmavi gökyüzüne bıraktı. Kanallar tıpkı ayna gibiydi. Boğucu hava sanki parfüm haline geldi. Havayı koklayarak yürüyordum. Mükemmel bahçelerin kokusu geliyordu. Ağaçlar her zamonkinden daha dik, yapraklar daha yeşildi. Yepyeni bir koku doğdu; canlı, taze ve nemli. Un Jardin apres la Mousson’da bu taze bahçeyi şişeledim.”
Parfüm Seçimi Resimleri
