TRENDLER

Sız de her kış biterken ve bahar yaklaşırken paniğe kapılıp spor salonlarının kapılarını arşmlayanlardan, şok pazartesi diyetlerinden medet umanlardan mısınız? Önce derin bir nefes alın, yalnız değilsiniz. Şimdi nefesinizi bırakın. Ve bu kötü alışkanlığınızdan kurtulun, harekete geçin.

Harekete geçin derken, hayatınızda devasa değişiklikler yapın demiyorum. Alışkanlıklarımızı değiştirmek, özellikle beslenme ve hareket etme rutinlerimizi farklılaştırmak çok zor, farkındayım. Ama her şey mümkün, onu da biliyorum.

içinde insan faktörü olan hiçbir şey imkansız değil. Hayatınızda gerçekten bir şeyleri değiştirmek istiyorsanız, öncelikle kendinizden, hatta bedeninizden başlamanız gerekiyor. Kendinizi, kabuğunuzun altında ıyı hissetmiyorsanız, hayatınızın geri kalanıyla ıyı hissediyor olmanız da çok küçük bir olasılık. O zaman neden hep pazartesileri veya yaz mevsimim beklemekle geçiyor ömrümüz? Eğer değişiklik istiyorsak, hemen aksiyona geçmemiz gerekiyor. Yarın veya gelecek yaz değil.

Uzun zamandır kilosundan rahatsızlık duyan bir insan olarak suçu hep çalışmayan tiroit bezime yüklüyordum. Bahanem hazırdı. Ve kiloma teslim olmuştum. Fakat bir süre sonra kendimden ve bahanelerimden o kadar sıkıldım ki, tiroidimi tedavi edemeyeceğime göre, düşünce şeklimi değiştirmem gerektiğim fark ettim. Çalışmayan bir metabolizmaya rağmen kilo vermeye önce beynimde karar verdim. Vücudumda ters giden neler var, önce bunları öğrenecek, sonra da bir sağlıklı yaşam planı çıkaracaktım.

Soluğu Avusturya’nın Altaussee köyündeki VıvaMayr Klmığı’nde aldım. Merkezde geçen bir hafta içinde rahatsızlıklarımı, sağlık problemlerimi detaylıca öğrendim. Ve harekete geçtim. Hiç beklemediğim bir şey oldu. Yaklaşık 32 gün içinde tam 7 kilo verdim.

Kolay olmadı ama her sabah daha hafif uyanmak kadar insana keyif veren başka bir şey aklıma gelmiyor. Yıllardır değiştiremediğim ağırlığımı, doğru zamanda doğru beslenerek, vücudumu mineraller, vitaminler, probıyotıklerle destekleyerek ve tabii kı her gün 10 bin adım atarak, bir ay içinde hafiflettim. Daha hafif değil, aynı zamanda daha da sağlıklıyım. Ve çok daha sağlıklı olacağıma inancım tam.

Arzu ve cinsel hazzı kadın da hisseder. Tek eşlilik sadece erkekleri değil kadınları da boğabilir. Siz ne sanıyordunuz?

VivaMayr kürü yazımı okumanızı ve sizin de ihtiyacınız olan değişikleri gerçekleştirmenizi dilerim.

Mayıs sayımızı spora ve spor yapan kadınlara ithaf etmek istedik. Çünkü spor yapan her insana, her kadına gıpta ediyoruz. iradelerine, kendi vücutlarına hakim olma yeteneklerine, disiplinlerine, kendilerine gösterdikleri sevgiye, özene hayranız. Türkiye’de de uluslararası platformlarda başarı kazanmış çok değerli sporcu kadınlarımız var. Her ne kadar ülkemizde popüler olmasalar da, dünya basını onları baş tacı ediyor. Onlar da sessiz ve derinden başarıdan başarıya koşuyorlar. Biz de bu özel spor ve fitness sayımızda Türkiye’nin dört başarılı sporcu kadınını, kısaca “Bizim Kızlar” kapağımıza taşıdık.

Dünya Karate Şampiyonası’nda bayanlar 50 kiloda altın madalya kazanan milli karateci Serap Özçelik, her ne kadar ufak tefek görünse de, çekim esnasındaki zıplamaları ve karate hareketleriyle, cüssesinden çok daha büyük olduğunu kanıtladı. Hedefinde Grand Slam kazanmak olan tenisçimiz ipek Soylu, beş yıl içinde dünya tenis listesinde ilk otuzda olmayı hedefliyor. Milli Basketbol Takımı oyuncusu Cansu Köksal, geçen sene Dünya Şampiyonası kadrosuna seçilmiş. 100’den fazla madalyaya sahip olan ve 4 dünya rekoru bulunan serbest dalışçı Şahika Ercümen, dakikalarca nefesini tutabiliyor. Tek nefesle buz altında dünya rekoru olan 110 metre şu an kendisinde. Hepsi inanılmaz kadınlar, hepsi bizleri spor yapmaya teşvik ediyor, heveslendiriyor. O zaman bize de harekete geçmek düşüyor.

Tabii ki sadece daha fazla hareket etmek yeterli değil. ikinci beynimiz olan bağırsaklarımıza gereken özeni ve sevgiyi göstermek gerekiyor. Bunun için de neler yediğimiz çok önemli. Diyetinize For-mat Atın başlıklı yazıda, kendinize en uygun bulduğunuz beslenme şeklini seçebilir ve hem bedeninizi hem de ruh halinizi baştan yaratabilirsiniz. Baharla birlikte canlanmak için daha güzel bir zamanlama olamazdı.

Ruh halimiz derken; Selin Miloşyan, duygu durumumuzu yakından etkileyen canlılar olan erkeklerle ilgili nefis bir yazı kaleme aldı. “Tek erkekle ömür geçer mi?” sorusunu tekrar sordu ve yanıtını da sanırım buldu. Kendisiyle aynı fikri paylaşır mısınız, bilemem ama Selin’in önerdiği alternatiflerin çok daha eğlenceli olduğu kesin.

Geç gelen baharın tüm etkisini hem moda hem de kozmetik trendlerinde bolca hissedeceğimiz bir döneme giriyoruz. Renkler ve desenler el ele vermiş, bizi kışın hantal dünyasından çıkarmak için çırpınıyor. Bize de bu cümbüşün neşesine kendimizi bırakmak kalıyor.

Bu ay yabancı bir de konuğumuz var. Lübnan’lı mücevher tasarımcısı Selim Mouzannar, kapak çekimimizde sporcu yıldızlarımıza enfes parçalarıyla ekstradan bir pırıltı katmak için, çekime bizzat katıldı. Hazır Mouzannar’ı İstanbul’da yakalamışken, kendisiyle Balat’ta neşeli bir çekim gerçekleştirdik.

Herkese rengarenk bir bahar mevsimi dilerim.

TRENDLER Resimleri




TRENDLER

TRENDLER

TRENDLER

TRENDLER

TRENDLER

TRENDLER

TRENDLER

TRENDLER

Yorum Yaz